Anayasa Mahkemesi: “Eşlerin birbirlerine karşı da özel hayat alanları bulunmaktadır”

Anayasa Mahkemesi, Başvuru No:2018/30296 ve 07/09/2021 Karar sayılı kararında, “derece mahkemelerinin eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak mahiyetteki yaklaşımının anayasal güvencelere aykırı olduğunu açıktır” tespitinde bulundu.

Başvuruya konu olayda; taraflar arasındaki boşanma davasında delil olarak kullanılmak üzere başvurucunun eşininin, başvurucuya ait telefona casus yazılım yüklemek suretiyle tüm arama, mesajlaşma, fotoğraf vb kayıtların ele geçirildiği ileri sürülmüştür. Başvurucu, söz konusu yazılım ile el geçirilen bilgilerin yalnızca boşanma davasında kullanılmadığı, dava açıldıktan sonra da yazılımın kullanılmaya devam edildiğini, kayıtlar üzerinde kesme ve yapıştırma işlemlerinin yapıldığını ileri sürerek eşi hakkında şikayetçi olmuştur.

Savcılık makamınca iddianame hazırlanmış ve kovuşturma evresi başlamıştır. Ceza Mahkemesi, sanığın delillerin kaybolmaması amacıyla boşanma davasında atıfta bulunarak beraat kararı vermiştir.

İstinaf mahkemesi ise ilk derece ceza mahkemesinin kararını onamıştır.

Anayasa Mahkemesi, ceza mahkemesinin başvurucunun hangi kişisel verilerinin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmadığı konularının araştırılmadığı ve başvurucunun iddialarının hangi sebeplerle karşılanmadığını açıklamadığını vurgulamıştır (par.43). Yine Anayasa Mahkemesi, verilen elde ediliş şekline, kapsamına ve kişisel verilere ulaşama amacının meşru olup olmadığına yönelik derece mahkemelerinin bir değerlendirme yapmadığını tespit etmiştir (par.44). Devamında Anayasa Mahkemesi şu tespitlerde bulunmuştur: “Derece mahkemelerinin eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak mahiyetteki yaklaşımının anayasal güvencelere aykırı olduğu açıktır. Bu hususlar dikkate alındığında derece mahkemelerince açıklanan gerekçelerin başvurucunun kişisel verilerinin korunamsı hakkının güvencelerini gözetecek şekilde ilgili ve yeterli olduğunun söylenmesi mümkün görünmemektedir” (par.44).

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 20’nci maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

Anayasa Mahkemesi, başvurcunun 1.000.000TL miktarındaki manevi tazminat talebini reddetmiş; ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı kanaatine varmıştır.

Leave a Comment